ŞİKÂYET MÜESSESESİ

0 0
Okuma Süresi:2 Dk., 4 Sn.

Önceki yıllarda köy kasaba gibi küçük yerleşim yerlerinde insanlar birbirlerini sürekli kontrol altında tuttukları için herhangi bir resmi kuruma şikâyette bulunma söz konusu olmazdı. Ancak günümüz şartlarında bireyselliğin ön plana çıktığı şehirlerimizde “ŞİKÂYET” müessesini kullanmak kaçınılmaz olmuştur. Aksi takdirde uygunsuzluklar ve yanlışlar “bana necilik” kisvesi eşliğinde süre gidecektir. Çok değil bundan 15-20 yıl öncelerine kadar bazı köylerin adı şöhret bulmuştu. O şöhretli köylerin özelliği bir kanun kaçağı o köye sığınmışsa asla o kaçağı asla gammazlamazlar (şikâyet) ve teslim etmezlerdi. Bundan da büyük bir övünç duyarlardı. Söz konusu kaçak terörist, hırsız, dolandırıcı veya katil de olsa bunu yaparlardı. Peki, bu tutumu hangi dine, hangi vicdana ve hangi insanlığa sığdıracağız? Adam zararlı işte! Niye saklıyorsun? Niye besliyorsun? Niye yataklık yapıyorsun? Kimileri özellikle köy bölgelerindeki ormanları alenen yağmalıyor. Ülkemizin her yerinde neredeyse kanıksanmış olan bu talancılığı, kaç tane orman memuru koyarsanız koyun engelleyemezsiniz. Bunun çözümü gözünün önünde talan yapılırken şikâyet etmekten geçer. “Bana ne” olmuyor.  Çünkü o orman ne o talan yapanın ne de senin babanın malı değil. Kamunun malı ve 70 milyonun hakkı var. Hatta dünyada yaşayan tüm canlıların hakkı var. Kaçak Elektrik-Su kullanan, sigara içilmez yasağı olduğu halde mekânında sigara içiren yerler, park yasağı olan caddeler, sokakta deri toplayanlar, açıkta sağlıklı olmayan ortamda gıda satanlar var. Eğer gecenin bir vakti alakasız bir adam bir yerlere bakarak, inceleyerek, durarak, şüpheli bir şekilde sokakta evleri-işyerlerini izleyenleri, ehliyetsiz, ruhsatsız ve araç muayenesiz araçları kullananları görüyorsanız polise bildirmek durumundasınız. Kaçak yapı yapanlar, kaçak kat atanlar, hazine arazisine dalanlar gibi imarlık konuları belediyeye bildirmek zorundasınız. İnsan ve hayvansal ilaçların tarihi geçmiş, gıdaların raf ömrü bitmişse bunları sağlık müdürlüklerine bildirmek zorundasınız. Kalitesiz, kaçak mazot ve sigara vs. gibi satanları, faturasız mal alan-satanları, kaçak ve sigortasız işçi çalıştıranları maliyeye bildirmek zorundasınız. Resmi dairelerde usulsüzlük oluyorsa, rüşvet isteniyorsa, atlatma, erteleme, zorlaştırma, bugün git yarın gel türünden sallama, görevlinin görevini yapmama, hatta birim amirleri-müdürleri, belediye başkanı, kaymakam, vali kasıtlı olarak eksiklik yanlışlık yapıyorsa, bir üst denetim müessesine şikâyet etmek zorundasınız.  Bütün bunların önemi kamuyu ilgilendirdiği için zarar veren şeyler olmasıdır. Eğer “bana ne”, “Allahın’dan bulsun” dersek bu vebalden kurtulmuş olamayız. İki seçeneğimiz var. Birisi yanlış ve kamuya aykırı olan halleri kendi elinizle düzeltecek ve yapılan yanlışa mani olacaksınız (ki bunu asla yapmayın çünkü yasalar ve güvenlik güçleri bunun için vardır), ya da gerekli mercilere şikâyet edeceksiniz. Ha illa ısrarla “ben karışmayayım” “nemelazım” derseniz ne olur? Dini olarak Allah katında vebalini söylemeye gerek yok fakat beşeri olarak öyle bir hale geliriz ki, “kör tuttuğunu, topal yakaladığını” durumu olur.

Bir cevap yazın