ÖP BABANIN ELİNİ

0 0
Okuma Süresi:2 Dk., 8 Sn.

Geçtiğimiz haftayı Ünye’den Ceyhan’a geçecek olan petrol boru hattının, Samsun’a gitti mi? gitmedi mi? tartışmalarıyla geçirdik. Herhalde Ak partililer bunu düzeltip teyit alıncaya kadar akla karayı seçmişlerdir. Çünkü bütün parti temsilcileri “mal bulmuş mağripli” gibi Ak partinin bir tek başkanına  çullanıverdiler. Gazetelere baktığınız zaman bütün partililer (haklı olarak!) veryansın ediyorlardı. Ak parti başkanı da “yok öyle değildi böyleydi, çamura batmıştı suya kaçmıştı” gibilerinde açıklama yaptığı gazete sayfasında, bütün ilçe başkanları fotoğraf ve açıklamalarının altında tek başına ile kalıvermişti. Neyse ki iş düzeltildi ve “borumuz” Ünye’de kaldı. Ama ben şimdi bir başka mevzuya gireceğim. Herhalde Ak partinin idare heyeti bu konuyla ilgilenir. Konumuz yine FINDIK. Devlet fındık almayacağını açıklamıştı. Buna göre bir ölçü getirdi ve bazı kriterleri bulundurmayan bölgelerde fındığın söküleceğini yasalar yoluyla ifade etti. Devletin fındık almayacağından dolayı fiyatların düşeceğini düşünen üreticiler, diğer düz arazilerde fındıklar sökülene kadar sabretmeye karar vermişlerdi. Bu nedenle fazla bir tepki göstermediler. Tabii ki devlet fındık almayacağı için, orta Karadeniz’de dönümde 150-200 kg fındık yapan üretici, düz arazilerde dönümde 400 kg üretim yapan çiftçilerle elbette rekabet edemezdi. Böyle bir şey devlet eliyle haksız rekabete izin verilmiş olması demektir. Üstelik bu bölgede başkaca tarım mahsulü üretme şansınızda yok. Uzatmayalım, bu olumsuz kararı kızılcık şerbeti adına içen çiftçimize bir sürpriz ortaya çıkıverdi. O sürpriz şu; “açıklanan fındık stratejisinde rakım yüksekliğinde ve ilçe sayısında değişikliğe gidilmiştir!” Öyle bir ilçelere izin verilmiş ki bu iş daha başlamadan lakayt hale getirilmiş oldu. Yaklaşık 45 bin hektara izin çıktı. Bunun anlamı, sökme işleri daha başlamadan onda bir oranında fındık alanı fazladan karşımıza çıkacak demektir. Daha doğrusu biz orta Karadenizliler olarak fındığı pahalı fiyattan satma işimiz güme gittiğinin ortaya çıkışıdır. Yani bizim beklentilerimiz daha başlamadan bitti demektir.  Olaya bakar mısınız? Ne oldu şimdi? Bumudur? Allah bilir hükümet dönüm başı vereceğim dediği 150 tl’yi de vermesin iyimi? Ya da vereceğim dediği 150 tl’yi kıl parası, tüy parası, vergiydi, kesintiydi iyice kuşa çevirip versin! olur mu olur! Allah için ben şimdi korktum. Oysa hükümet ne demişse o olurdu. Daha birkaç ay olmuşken neden fikir değiştirdi? (Aslında biz hükümete 29.06.2009 tarihinde Ünye kent gazetesinde “Fındık nasıl kurtulur” adlı bir çalışmayla öneride bulunmuştuk. O çalışma bile daha kolay ve daha uygulanabilirdi. Tabi yazıyı yazan bir kişi olduğu için dikkate alınmasını beklemiyoruz.)  Burada iki sonuç var, birincisi ya iyice düşünülmeden böyle bir karar alındı, ya da tepkileri ölçmek için öylesine bir karar alınıp kamuoyuna sunuldu. Çok sevgili Ak Partili Hükümet; başka bir mahsul yetiştiremeyen orta Karadenizlilere haksızlık etmiş olmuyor musunuz? Orta Karadeniz’e yaşamayın ölün mü diyorsunuz? Ya da tam olarak ne diyorsunuz?

Bir cevap yazın