0 0
Okuma Süresi:2 Dk., 5 Sn.

Orta karadeniz de ekonominin can damarı olan fındık hiç kuşkusuz son yılların en acıklı günlerini yaşıyor. Fındık üreticisini korumak zorunda olan Fiskobirlik fiyatını açıklayana kadar fındık özel sektörde 1.600.000 tl ye alınıyordu. Fiskobirliğin açıklamasından sonra özel sektör avrupadan başlayarak fiyatını net 1.225.000 tl ye çekti. Bu durumda çiftçilerimiz de haklı olarak. Avrupayı ve özel sektörü suçlayan bir anlayış başlıyor. Türkiyenin fındık fiyatlarını Avrupa düzenliyor ve istediği fiyatlara fındık alıyor diye düşünüyor hep. Bu haklı bir kanı tabii ama her şeyden önce Avrupalı alıcı bir tüccardır. Avrupalı fındığı bedavaya kadar teklif edebilir. Eğer bizim ülkemizdeki üreticeliker teklif edilen fiyata fındık verirse Avrupalı bu fındığı hiç üzülmeden alır.

Aslında olaya biraz daha farklı bakmak zorundayız yada gerçekçi olmak zorundayız. Sadece Avrupa mı suçlu? Yada özel sektör mü? Avrupa bizim hatırımız için mi iyi fiyat vermeli diye kendimize sormalıyız. Acaba biz üzerimize düşeni yapıyor muyuz?

Her şeyden önce üreticimiz gerek kooperatife gerekse tüccara borçlanmamak ve sezonu borçsuz geçirmenin yollarını bulmak zorundadır. Sezon geldiğinde ise fındığını sağlıklı bir ortam da evinde deposunda tutmalıdır. İhtiyacı olduğu zaman gerektiği kadar fındığı satmalıdır.

Ancak böyle bir usul ile fındık kontrolü üreticinin eline geçebilecektir.

Sorun sadece bununla bitmiyor.

Bizim üreticimiz daha önceleri fındığını mükemmel bir şekilde hazırlar ve son derece itinalı bir bakımla onu muhafaza ederdi. Ama şimdilerde durum çok farklı. Üreticimizin çoğu fındığını artık toplama zamanı toplamayıp daha erken topluyor. Fındığını harmana getirme süresi tamamen sağlıksız naylon torbalarla yapılıyor. Harmanda ise tam olarak kurutmadan patoza vuruluyor. Yine üreticimiz fındığını tam olarak seçmiyor ve gerektiği gibi kurutmuyor.( son yıllarda fındıkların avrupadan sönme sebebi çoğunda nem oranı fazla olduğu içindir.)ve yine üreticimiz maalesef fındığını muhafazası için tercihinin naylon torbalar olduğunu görüyoruz. Bu nedenlerle fındığımız dışarıda eksi puan toplamaktadır. Bu bize düşen görevlerdir. Bunun yanı sıra üreticilerimize fiskobirliğin dolayısıyla hükümetimizin de yapmaları gerekenler üreticilerimize daha bir fedakârca ve daha şefkatle yaklaşmaları gerekmektedir. Özellikle orta karadenizde heyelan toprak kaymasının önüne fındık ağacı dikildiği için engel olunmuştur. Orta Karadeniz fındık ağaçlarının olmasından dolayı tamamen ormanlık alandır. Karadeniz köylüsü bunu başarmıştır. Orta karadenizde fındıktan başka mahsül hem zordur hemde maliyeti pahalıdır. Göçü en aza indirebilen yegane unsur fındık üretimidir. Bu yüzden hükümetlerimiz her fırsatta fındık politikalarını gözden geçirebilmelidir. Dış ticaret müsteşarlıkları pazarlar bulmalıdır. Özel sektörü satıcılıktan çok fındığı sanayi dalında üretime teşvik etmelidir. Yine Fiskobirlik de üzerine düşeni tam yapabilmelidir. Çünkü Fiskobirlik en son Temmuz (2001) ayında 2.150.000 tl ye fındık satmıştır.

Oysa şimdi (aradan sadece iki ay geçti) 1.400.000 tl civarlarında fındık satın almaktalar. Üreticilerimizin alın terini almaları dileğiyle…

Bir cevap yazın