Başyazı-Nakit Ve Teknik Destekler

0 0
Okuma Süresi:3 Dk., 39 Sn.

NAKİT VE TEKNİK DESTEKLER

 

Bulunduğumuz bölgede ticaretle iştigal eden Özel-Tüzel firmalar mutat faaliyetlerini sürdürüyorlar. Bunun yanı sıra zaman zaman mevcut firmalar gelişmek, ürünlerini çoğaltmak, dış ülkelerdeki pazarlara ulaşmak veya daha farklı imalat ve hizmet sektörlerine girmek istiyorlar. Söz konusu sektörlerde henüz faaliyete geçmemiş girişimci insanlar da aynı beklenti ve talepler içerisindedir. Elbette bunun için öncelikle cesaretli olup mantıklı ve cesur adımlar atılması gerekmektedir. Hiç kuşkusuz bölgemiz insanında ticari cesaret oldukça had safhadadır.  Ama bir işletme için asıl olan lokomotif SERMAYE’DİR. Nakit sermaye, bilgi ve beceri engeli aşılamadığı için, bu tür hevesler hayalden öteye geçememektedir. Oysa ülkemizde farklı dallarda farklı konularda oldukça kolaylıklar sağlanmaya başlanmıştır. Birçok alanda gerek Devletimiz, gerek Dünya Bankası ve gerekse Avrupa Birliğinin proje desteklemeleri olmuştur. Örneğin son 5 yılda KOSGEB (Küçük ve Orta ölçekli sanayi geliştirme ve destekleme idaresi başkanlığı) binlerce firmaya Nakdi ve Teknik destekler vermiştir. Sadece KOSGEB’in banka kredi faiz desteği, bilişim, bölgesel kalkınma, girişimciliği destekleme, kalite geliştirme, pazar araştırma, teknoloji geliştirme, uluslar arası işbirliği, yeni iş yeri açanlara kredi gibi en az 10 değişik isim başlığında destekleri vardır. Bunun yanı sıra bazı bölgelerimizde devletimiz, bedelsiz arsa tahsisi, istihdamı artırmak için SGK teşvik indirimleri, elektrik bedeli indirimleri, KDV ödetmeme, kurumlar vergisinde %40 lara kadar indirimler uygulanmaktadır.  Aynı şekilde, A.B. ve Dünya Bankası bir kısmı hibeli bir kısmı ise çok düşük faizli uzun vadelere yayılmış destekleri yine en az onlarca başlık adında mevcuttur. Belli bir zamanlarda başlayan bu desteklerin, belli sürelerde bitmesi söz konusu olduğu için, girişimci bu destekleri ya duyamamakta ya da duyduğunda geç kalmış olmaktadır. Hatta duyduğun da hangi materyallerle nerelere başvurulacağını dahi bilememektedir. Yine aynı şekilde özel sektörlerde de destekler söz konusudur. Özellikle katılım bankalarında oldukça düşük kar payları karşılığında uzun soluklu krediler bulunmaktadır. Aynı şekilde adı Banka olan her yerde ve büyük imalatçı firmalarda LEASING (Finansal Kiralama) uygulamaları vardır. Örneğin bir iş makinesi alacağınız zaman bunu peşin para ile değil de kiralama yolu ile edinebiliyor, söz konusu makineleri işletme hakkını elde edebiliyorsunuz. Buna benzer diğer bir uygulama ise FRANCHISING’dir. (Bir sistem veya markanın imtiyaz hakkı sahibinin uzun bir süre, koşul ve sınırlar içinde bir bedel karşılığında markasını kullandırtma iş ilişkisidir. Örneğin BURGY’S RESTAURANT) Burada üzerinde önemle durulması gereken husus şudur; ya Özel-Tüzel kişiler bu tür destekleri takip edecek ve fırsatları derhal değerlendirecek, ya da (en kolayı) çok düşük bedellerle danışmanlık merkezlerine başvuracaklardır. Bireyci olmamız ve her işi kendimiz yapmaya çalışmamız (daha doğrusu bunu da tam olarak yapamamamız!) birçok fırsatın kaçmasını da beraberinde getirebilmektedir. Örneğin 31 Aralık 2009 yılında son bulan bir kırsal kalkınma desteği vardı. Tarım bakanlığının oluru ile İl Tarım Müdürlükleri aracılığı ile makul bulunan projelere 250.000 TL si hibe 500.000 TL ye uzun vadelerle ve çok düşük faizlerle kredi verildi. Birçok girişimcinin bundan haberi bile olmadı.  Oysa danışmanlık bürolarına aşina olabilsek onlara unvanımızı adresimizi bıraksak bu tür çıkacak fırsatlardan anında haberimiz olur ve çok ciddi destekler elde edebiliriz. Bu destekleri bölge, Ülke ve insan menfaatlerine kullandığımız ölçüde de sınırsız faydalar elde edebiliriz. Yine girişimcilere düşen fakat buna da çok sıcak bakılmayan iki husus daha vardır. Birincisi Fuarları ciddiye almamak, ikincisi ise gerek yurt içi ve gerekse yurt dışına gidip yapmayı istediğimiz işler nasıl yapılıyor araştırmamaktır. Fuarcılık adına Ülkemiz birçok yabancı Ülkelerin ilgisini çekmesine rağmen henüz bizim insanımızın ilgisini tam anlamıyla çekememiştir. Oysa o fuarlarda sergilenen ürünlerde hiç beklemediğimiz ve düşünmediğimiz yenilikler vardır. Ve belki de biz bunları görür görmez daha farklı tasarımları yenilikleri o an kafamızda flaşlar patlatarak fikirler üreteceğizdir. Bir fındık fabrikası ele alalım. Eğer bu fındık fabrikası Ünye’de ise diğer fındık fabrikaları hep aynı türde ve modelde olacaktır. Oysa yurt içinde Adapazarı’nda ya da yurt dışında İtalya/Napoli de fındık fabrikalarını dolaşabilirsek yenilikleri ya da düşünmediğimiz farklılıkları görme ve uygulama şansını yakalayabileceğiz demektir. Ülkemiz de arzulanan bir diğer eksiklik ise sermayeleri az olan fakat bir işletme kuramayan insanların bir araya gelip, profesyonelce idare mekanizması altında birlikte ticari faaliyete başlayamamalarıdır. Keşke ufuklar zorlansa ve anlayışlar değişse de az sermaye sahipleri bir araya gelebilseler ve güçlü bir şekilde ticari hayata atılabilseler. Ne yazık ki az sermayeler Özel-Tüzel kişiliklerin beklentilerini karşılayamamaktadır. Fakat birlikte olunduğun da ise mükemmel başarılar açığa çıkmaktadır. Rağbet gören metot şirket evlilikleridir. Dünyamızda Ticaret adına güçlü olmanın yolu da buradan geçmektedir. Sonuç olarak; Devlet ve Özel kurumların desteklerinin, Danışmanlık bürolarınca takip ettirilmesi, Özel-Tüzel kişilerin de kendilerini gerek Ülke seyahatleri, gerek Fuar ziyaretleri, gerek eğitim yollarıyla kendilerini geliştirmeleri ve gerekse bir araya gelip sermayelerini birleştirmeleri kaçınılmaz olmuştur.

Bir cevap yazın