0 0
Okuma Süresi:1 Dk., 30 Sn.

31.07.2002                                                         HALK GAZETESİ                                                               BAĞ-KUR(MA!)

TÜKETİMİN zamlarla iyice azaldığı ülkemizde alma işlerinde oldukça cömert çalışmalar tam gaz devam ediyor. Enflasyonun son aylarda aşağı seviyelerde seyretmesi işçi memur maaşlarına tarım ürünlerine asgari ücrete ve kamu giderlerindeki harcamalara yansıyor. Buraya kadar böyle olması normal. Ancak, akaryakıta sık sık yapılan zam devlet işletmelerinde üretilen mamullere yapılan zam ve elektriğe yapılan zam yıllık enflasyonun kat kat üzerinde seyretmesi biraz sırıtıyor.

En son ilgimizi çeken ise bağ kur primlerine yapılan zam oldu. Geçen yıl 7. Aydaki 11. Basamaktaki bağ kur primi 64 milyon 500 bin lirayken bu ücret bu yıl 7. Ayda 119 milyon 500 bin lira oluvermiş. Neredeyse iki kata yakın olan bu zam siftah edemeyen esnaf ve ürününü gerektiği fiyata çiftçi sigortalılar tarafından nasıl ödenebilir hiç hesap yapılıyor mu acaba?

Primler arttıkça tahsilat oranlarının düştüğü malum. Primler ödenebilir durumda seyredebilirse tahsilat yaygınlaşmaz mı? üstelik bu zamlı ödemeler karşısında sigortalıların bazı çekinceleri oluşuyor. Örneğin; bu primlerle emekli olacak(ölmezse tabi) bağ kur lunun  alacağı maaş yine bu rakamlar civarında seyredecek. Yine bir bağ kurlu emekli oluncaya kadar ödeyeceği para yaklaşık 25 milyar civarında seyrediyor. O parayı bankaya yatırsa kendisine daha iyi bir gelir elde edeceğini de biliyor bağ-kur lu. Geriye sadece sağlık avantajı kalıyor. Onu da yıllık ödediği primin yarısını sağlığına dikkat etmek için sürekli check-up yaptırsa eminiz daha sağlıklı kalacaktır.

Mükellefler bu hesapları iyi yapıyor. Bütün bu olasılıklar ödeme yapmamak için birer caydırıcılık unsuru olabiliyor. Bazı kamu iktisadi teşebbüslerinin ödemesi gereken sigorta primleri tahsil edilemeyip açığa düşülüyor. Sonra da trilyonlarca liralık bütçe açığını bu tür yollarla aşırı zamlarla kapatılması düşünülüyorsa bu hesap tutmaz. Tutsa bile bu kadar tutar. Adı da trilyonlarca liralık açık olur., kabus gibi karşınıza dikilir. Bu primleri halen daha ödeyen ödemeye çalışan esnaf ve çiftçiler var ama isteyerek değil yasal zorunluluktan ödediklerini de hatırlatırım.

Bir cevap yazın