0 0
Okuma Süresi:1 Dk., 37 Sn.

Son birkaç haftadır Amerika’da yapılan film tartışılmaya devam ediyor.
Paylaşım sitelerinde bir bölümü yayınlanan filmin yapımcıları da malum cibilliyetteler.
Peygamberimize ve Müslümanlara hakaret ederek düşüncelerini hem söylüyorlar ve hem de film haline getiriyorlar.
Tabi bu durum ilk kez yaşanmıyor.
Çok bi acayip derecede medeni(!) olan Avrupalılar bu tür şeylere alışkınlar.
Yakın geçmişte, Peygamberimize hakaret içeren karikatürler de gündeme damgasını vurmuştu.
Tam da film tartışmalarının yapıldığı bu günlerde de Fransa’da bir karikatür krizi daha çıktı.
Gerçi onların tıynetleri de buna yeterince uygun.
Her ne kadar onlar bize medeni ve gelişmiş insanlar olarak anlatılsa da sakın inanmayın.
Medeni olan Müslümanlardır.
Çünkü Müminler, gerek Tevrat’a, İncil’e, gerek İsa a.s, gerek Musa a.s. ve diğer tüm peygamberlere inanmak ve onları kutsal olarak kabul etmek zorundalar-ediyorlar.
Daha düne kadar “cadı” oldukları gerekçesiyle binlerce masum kadını yakan bir milletin torunu olan bu asalaklar, ne kendi insanlarına, ne de dünyanın diğer halklarına bir türlü rahatlık vermemiştir.
Şahsen ben, bunların bu yamyamlıklarını bildiğim için Avrupa Birliğine girmeye karşıyım fakat demokrasiye ihtiyacımız olduğu için de sığınılacak bir söylem (liman değil!) olarak bunu kullanıyorum. Hiç kuşkunuz olmasın, gerekli haklar insanımıza verildikten sonra adlarını anmam bile.
Bu karalamalar ve hakaretler karşılığında bizim de tepkilerimiz ve protestolarımız dillendirildi.
Benim anlayamadığım şey şu; Ülkemizde, Turan Dursun, İlhan Arsel ve daha nicelerinin Dinimiz ve Peygamberimiz hakkında binbir hakaretler içeren kitapları halen daha satılıyor (hem de bandrollü!).
Yine bizde, insanlara Kuranı yasaklamış, camileri de ahır yapanlar hep baş tacı oldular.
Bizim ülkemizde, “Ne mucize ne Efsun, Ne örümcek ne yosun, Çankaya yeter bize, Kâbe Arabın olsun” diye yazan ve alkış veren nice deccallar var.
Halen daha şu an okullarda “Kuran dersi” seçmeli diye kızıp söylenen binlerce firavun var.
Bizim kadim topraklarımızda, “Allah” öğreten okulları kapatanları Milletvekili, Belediye Başkanı yaptığımız gerçeği var.
Ve bu ülkede önder bilinenlerin, “Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz” sözleri var.
“Eceli gelen it, cami duvarını pislermiş” sözünü kim söylediyse canına rahmet olsun…

Bir cevap yazın