MUHSİN YAZICIOĞLU

0 0
Okuma Süresi:1 Dk., 54 Sn.

Rahmeti Rahamana kavuşalı henüz birkaç hafta olan,adam gibi adam Muhsin Yazıcıoğlu’nun gönüllere taht kurduğunu cenazeye katılan kalabalıktan görebildik. Aynı devasa kalabalığı Rahmetli Turgut Özalın cenazesinde de görmüştük. Vefat eden şahsiyetin toplumdaki itibarı sevilirliği ve kıymeti harbiyesi ya düğünlerinde yada cenazelerinde ortaya çıktığını hepimiz kabul etmekteyiz. Fakat ilgimi çeken çok önemli bir husus var. Geçmiş dönemlerde Sayın Muhsin Yazıcıoğlunun başkanı olduğu BBP sinin oy sayılarına baktığımda sanki cenazeye katılanlardan daha az çıkmış. Elbette birebir olursa oy oranları daha fazladır fakat o cenazeye gelmek için insanlar Türkiyenin her yerinden araçlarıyla işlerini,ailelerini bırakarak geldiğine göre,yine aynı insanlar BBP ye en az 4 oy verdirebilecek insanlar demektir. Mikrofon uzatılan yada aralarında sohbet edenlere sorulduğunda “evet Muhsin beyi çok sever sayardık. Çok iyi bir adamdı. Mükemmel bir siyasetçiydi,Kazansa Ülkeyi çok güzel yönetebilecek kabiliyetteydi,çok güvenilir bir adamdı. Her anlamda fevkaladeydi diye yanıt verirler-verdiler.  Bayanların yanı sıra özellikle erkeklerimizin bile hüngür hüngür ağladığına şahit olduk. Buluşulan nokta aynıydı. Muhsin bey harika bir insandı. Hiç kuşkusuz bunların tamamına katılmamak işten değildir kesinlikle sonuna kadar kabul ediyoruz. Belki geçmişte yaşanan Maraş olayları,Bahçelievler olayları, bazı sağ-sol ideolojik çatışmalarının getirdiği olumlu yada olumsuz anlamda cereyan etmiş hadiseler,bazılarının hafızasından kayıp olmamıştır. Bu yüzdende Muhsin beyi sevmeyenler hatta vefatına sevinenler çıkacaktır bunu da son derece doğal  karşılamak gerekmektedir.

Fakat! Beni anlam veremediğim husus şu; biz bu ülke idarecilerini seçerken feraset sahibi, beceri sahibi her anlamda olumlu insanlar iş başına gelsin diye istemiyormuyuz? Bizi idare edenler tıpkı Muhsin bey gibi adam gibi adam olsunlar diye sandığa koşmuyormuyuz? Her tartışmamız bunlar hırsız ,bunlar ülkeyi satıyorlar ,bunlar şu bunlar bu gibi serzenişlerle süregitmiyormu? İyi ama o zaman neden Muhsin beyin oyları düşüktü? Madem o kadar çok önemli kabiliyetli fevkalade bir insandı neden ona sahip çıkmadık? Aynı şey Turgut Özal içinde geçerli değimliydi? Vefat ettiğinde kontrolünün altında tuttuğu Anavatan partisinin hali içler acısı değimliydi? Nedir şimdi bu?  Bu çelişkiyi kim nasıl izah edebilecek? Acaba ortaya riyakarlık veya o iş ayrı bu iş ayrı durumumu çıkıyor?  Hem birisini çok seveceksiniz hem ona sağlığında sahip çıkmayacaksınız! Bu nasıl bir ruh halidir ki insanın yaşıyor olmasından daha çok naşı kıymetlenebiliyor? İnsanlar yitirilmeden önce kıymetlerini ne zaman anlayacağız? (eğer gerçekten kıymet veriyorsak tabi!) Belkide biz şu güzel atasözüne çok uyuyor ve ona göre yaşıyoruz.

“Para biterken insan giderken değer kazanır”

Bir cevap yazın